| Nasrettin Hoca Bes kurus: |
| Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, nerdeyse yere düşecekmiş, |
| hiddetle dönüp bakmış; karşısında tanımadığı genç bir adam. Nasrettin Hoca sormuş: |
| "Ne cüretle vuruyorsun!.." |
| "Özür dilerim hocam, sizi birine benzettim, küçük bir hata yaptım, ama siz pireyi deve yaptınız. |
| "Yürü o zaman, kadıya gidiyoruz!" |
| Gitmişler kadıya, ikisini de dinleyen kadı efendi, Nasrettin Hoca'ya vuran gencin akrabasıymış. |
| Kadı efendi, Nasrettin Hoca'yı yumuşatıp, akrabasını kurtarmaya çalışmış: |
| "Hoca, hislerini anlıyorum. Bu durumda herkes aynı şeyi hissederdi. |
| Şimdi bu genç adam kendine bir tokat atsa, kabul eder misin?" |
| Nasrettin Hoca ısrar etmiş: "Olmaz, mahkeme yapılsın." |
| Kadı efendi, bunun üzerine akrabası olan genç adama dönüp kararını vermiş: |
| "Ceza olarak Nasrettin Hoca'ya 5 kuruş ödeyeceksin, hemen gidip getir!.." |
| Nasrettin Hoca, para almaya giden genç adamın dönmesini beklemiş. |
| Bir saat geçmiş, iki saat geçmiş, ama genç adam ortalıkta gözükmüyormuş. |
| Mahkeme kapısının kapanma saatine kadar bekleyen Nasrettin Hoca, |
| kadı efendinin ensesine okkalı bir tokat indirdikten sonra demiş ki: |
| "Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyememem, |
| gelirse söyle ona; 5 kuruşu sana versin!.." |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|
Copyright © 2003
Istanbul/Weißenburg i.Bay.
|